◊ Savaş Özbey: Uyum sağlarlar. Aşk ortaya çıkabilir. Çıkmayabilir. Ancak ikisinin de bir gram PR’a ihtiyacı yok. Şu ana kadar buna hiç başvurmadılar. Nokta.
◊ Şifre: Bunun insanlar için iyi olup olmadığını hiç anlamıyorum? Bu iyi değil? Çünkü bana göre birbirine uyum sağlamak, ruhların eşleşmesidir. Ama halkla ilişkiler olayı kafamı karıştırmadı. Bunu bir düşüneyim.
◊ Onur Baştürk: Tam bir PR düeti. Eğer düet yaptıkları için aşk doğarsa ikisi de hâlâ lisede demektir. Acil şifalar dilerim.
◊ Ömür Gedik: Bundan hiçbir aşk doğamaz. Murat o gece başka kadınlarla da buna benzer bir düet yaptı. Şarkı sözlerinin de etkisiyle bunu öne çıkarmışlar sanırım. Bu düet, Ayça Ayşin Turan veya Murat Boz’un kişisel halkla ilişkilerinden ziyade programın tanıtımına katkı sağlamış gibi görünüyor.

Ayrılıklarla dolu bir yıl oldu!
2022 yılının en çok konuşulan 5 ismi açıklandı; Gülşen, Tarkan, İbrahim Tatlıses, Sezen Aksu ve Hadise. Sizce dergi için geçen yılın en önemli üç olayı nelerdi?
◊ Savaş Özbey: 2022 yılı özellikle Hazar Ergüçlü-Onur Ünlü, Zeynep Bastık-Tolga Akış, Fazıl Say-Ece Dağstan, Sinan Akçıl-Burcu Kıratlı, Hamdi Alkan-Selen Görgüzel, İbrahim Çelikkol-Mihre Mutlu, Merve Boluğur- ayrılıklarının yılı oldu. Mert. Aydın… Kimini 2 ay boyunca tartıştık, kimini el ele, kimini “olaylı”.

Bu genel başlık altında Gülşen’in tutuklanmasını ikinci sıraya, Bülent Ersoy’un Anıtkabir memurunun utanmaz şemsiyesiyle kafasını kesmesini üçüncü sıraya koyarım.
◊ Şifre: Saçmalıkların prim yaptığı bir yıl oldu… Bu yüzden “kendisi hakkında konuşturmak için açıklama yapan tipler” listemin başında ve aklımda. Umarım 2023 yılında kendisine ikramiye verilmez. O zaman aklıma “Ebru Gündeş pozisyonu” geliyor.
Olaylar karşısında sakin kalmak zordur, ders olarak öğretilmesi gerekir. Son olarak bir bölümü sıralayabilirim, yani Gülşen’de yaşanan sinir bozucu tutuklama…
◊ Onur Baştürk: Sanırım en çok konuşulan üç olay:
Gülşen’e verilen ceza, Hadise ile Mehmet Dinçerler’in olaylı ayrılığı ve Tarkan’ın İzmir’deki konseri…
◊ Ömür Gedik: Toplumda yayılan şiddetin sahnelere yayılması ve müzisyenlerin “Bu şarkıyı neden söylemedin, neden izlemedin?” gibi çeşitli bahanelerle şiddete uğramaya başlaması yılın en üzücü magazin olayıydı sanırım. ” Bu arada sahneyi neden erken terk ettin?”
İkinci sıraya ise aylardır konuştuğumuz Gülşen’in sahne kıyafetlerini ve tutuklanmasını koyabilirim. Ayrıca küresel bir magazin etkinliği seçeceğim ve Will Smith’in sunucu Chris Rock’a tokat atmasını Oscar’da üçüncü sıraya koyacağım.
Kalıpları kırdı
Doğum yaptıktan 3 ay sonra podyuma çıkan Adriana Lima’nın kilolu durumu gündemdeydi. Ne düşünüyorsun? Biraz daha beklemeli miydi?

◊ Ömür Gedik: Bebeğini emzirirken iyi beslenen ve bu arada kilolu görünmekten çekinmeyen güzel bir annenin fotoğrafı görüyoruz.
İstediği zaman kilo verecek. Adriana Lima yeni doğum yapan tüm annelere güzel bir örnek. Ayrıca davranışını eleştirenlerin hamile akrabaları var mı diye sormak isterim!
◊ Onur Baştürk: Neden beklemek? Sıfır beden olması şart mı? Adriana Lima’nın kalıpları kırmak istediğini düşünüyorum. Özellikle kadın vücut modelleri arasında…
◊ Savaş Özbey: Doğumda kilo alan kadınlar olduğu gibi hiç kilo almayan kadınlar da vardır. Tıpkı hemen kaybedenler gibi, bir süre o kiloda kalanlar gibi. İnce bir model olduğu gibi şişman bir model de vardır. Adriana’nın hayatının geri kalanında bu kiloyu korumaya karar verdiğini varsayalım. Kim ne söyleyebilir? Alıcı memnun, satıcı memnun. Herkes kendi işine baksın.
◊ Şifre: Hayır, ilişki nedir? Neden beklemeli? Adriana Lima şu mesajı verdi: “Kendini her şekilde sev.” Podyuma çıktığı için mutluyum. Onunla alay edenler vicdanlarında boğulsunlar.
tacize uğrayan kadın
onun bir erkeği yok
Sefo, Almanya’daki konseri sırasında bir hayranının tacizine uğradığını söyledi. “Bana avuç açarak dokundu, onu tasvip etmiyorum” dedi. Bir sanatçı tacize uğrarsa bu isyana yol açar ama bu konularda yasal yollara başvuran çok fazla erkek görmedik. Sanatçılara tacizde çifte standart mı var?

◊ Onur Baştürk: Elbette çifte standartlar var. Sefo bunu anlattığı için alay konusu bile oldu. “Ya dokunursa?” denildi.
◊ Savaş Özbey: Kesinlikle çifte standart var. Sanırım bu çifte standardı erkeklerin kendilerini savunabilmesine dayandırıyoruz. Ama bakın, bununla gurur duyan insanlar olduğu gibi, bazı erkekler de bu konuda çok kötü hissedebilir.
◊ Ömür Gedik: Savaşın musallat olmasından gurur duyan adamları sorgulamamız gerektiğini söylüyorum. Bu erkek şarkıcılar bu kadar ilgi mi arıyor? Aslında; Sefo gibi olmalı ve kendini kötü hissediyor olmalı. Bana göre taciz kadınları, erkekleri, hayvanları veya bitkileri etkilemez. İsmi bile kötü. Her türlü duruma aynı şekilde tepki vermeliyiz.
◊ Şifre: Maalesef sadece sanatçıyı değil herkesi rahatsız eden bir çifte standart var. Bu işte ne erkek ne de kadın var. Taciz tacizdir. Kim bunu yaparsa bedelini ödemelidir. İmza, kaşe, mühür…
Şair güldü.
Yılın son bomba pozu Hera Aslan ve Ozan Doğulu’dan geldi. Hera Aslan davete giderken bilerek mi topuklu ayakkabı giymişti? Ozan Doğulu bu şekilde haber yapılmasına kızıyor mu?

◊ Şifre: Onları görünce gözlerim yandı. Zaten uzunsun, neden topuklu ayakkabı giymelisin? Ayrıca diyelim ki topuklu ayakkabı giyiyordunuz, neden bu kadar tuhaf bir kıyafet seçtiniz? Yazıktır, Ozan’da da oluyor…
◊ Savaş Özbey: Uzun boylu kadınlar, kısa boylu sevgilileri yüzünden babetlere mahkum ediliyor… Durun! Stilettolarınızdan başka kaybedecek bir şeyiniz yok.
Ozan, Hera’yı kısa boyluyken yanına aldı ama artık boyu uzamıyor. Bu yüzden bozuk olduğunu düşünmüyorum. Benzer durumdaki çiftlere cesaret verdiler.
◊ Ömür Gedik: Şair hayatta böyle şeylerle şımarmaz, eğlenir, gülerdi. Ayrıca hiçbir kadın sırf boyu uzun diye düz ayakkabı giymeye zorlanamaz. Topukluların verdiği seksi pozisyonu ve o kıçı kaldırmayı anlatmaya gerek yok.
◊ Onur Baştürk: Kırık olduğunu düşünmüyorum. Ozan kendisiyle barışık bir insandır. Karısının kendisinden daha uzun görünmesi umurunda değildi.
Yalan söylemeye ne gerek var?
“Ses tellerim yırtıldı” diyen Aleyna Tilki, Bülent Ersoy sahnesinde şarkı söyledi. İfadesi iddia edildiği gibi yalan mıydı?

◊ Savaş Özbey: Şarkıyı o kadar kötü söyledi ki ses telleri kalıcı olarak yırtıldı. İnandım.
◊ Onur Baştürk: Ah Aleyna yalan söylemeye ne gerek var? Ses telleri yırtılmış biri ciğerlerinin tepesine kadar şarkı söyleyebilir mi?
◊ Şifre: Bir yanım gerçekten takdir ediyor, diğer yanım “Ne yapıyorsun Aleyna?” diyor. Diyor. Bu ses teli olayının bir balon olduğu anlaşıldı. Aleyna’nın bir hastalığı olabilir ama çok da büyütülecek bir şey değil. Haber olacak şeyler icat etmeye gelince… İhtiyacı var mı? Burada başka bir hesap daha var.
◊ Ömür Gedik: İki seçenek var. Ses telleri yırtılmayınca bu yalan haberi PR olarak kullandılar. Diğeri çıkıp ses telleri yırtıldığı halde o şarkıyı söyledi. Bu çok kötü.