22 Kasım'da Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde polis kontrol noktasında içinde 3 kişinin bulunduğu araç durdurularak arandı.
Araçta 6. yüzyıldan kalma bir papazın heykeli bulundu. 1500 yıllık, 70 santimetre yüksekliğindeki heykelin, 7 yıl önce Isparta'nın Yalvaç Mahallesi'ndeki Yalvaç Müze Müdürlüğü'nün bahçesinden çalındığı ortaya çıktı.
Tarihi heykele el konulurken, araçta bulunan Mustafa Küçük (45), Hasan Kafaoğlu (46) ve Mustafa Kara (48) gözaltına alındı. Şüpheliler, sevk edildikleri nöbetçi hakim tarafından “6662 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na aykırılık” suçundan tutuklandı. 2863″.
31 Aralık 2010'da Nevşehir'den Yalvaç'a tarihi eser satmak üzere geldikleri belirlenen 4 kişinin Eğirler köyü yakınlarında durdurulması sonucu tarihi heykel ele geçirildi.
'OĞLUMA DÜĞÜN HEDİYESİ OLARAK VERDİ'
Şüpheliler nöbetçi mahkemedeki ifadelerinde tarihi eser kaçakçılığı suçlamasını kabul etmedi.
Şüphelilerden Mustafa Küçük, geçimini gübre ve asit işlerinden sağladığını belirterek, şunları söyledi:
“Benimle aynı işi yaptığım için yaklaşık bir yıldır tanıdığım Noah isimli arkadaşım, oğluma düğün hediyesi olabileceğini düşünerek sahip olduğu heykeli almamı söyledi. Karşılığında ise heykeli satabilirsem satmamı, satamazsam da müzeye vermemi söyledi. Daha sonra bana hediye ettiği heykelin 1500 yıllık bir heykel olduğunu öğrenince internete girdi. bir rahibin çalındığı, yani tarihi bir eser olduğu Define işinde çalışan bazı arkadaşlara satıp satamayacağımı sordular. Sonra Ankara Müzesi'ne teslim etmeye karar verdim.
Zanlı Hasan Kafaoğlu taşımacılık işiyle uğraştığını iddia ederek şunları söyledi: “21 Kasım'da yaklaşık 10-15 yıldır aynı sektörde çalıştığımızdan tanıdığım Mustafa Küçük isimli arkadaşım beni aradı ve adını Ankara'da bulunan bir müzeye malzeme taşımam karşılığında 5 bin TL teklif etti. Bahsetmedim, hangi malzemelerin taşınacağını sormadım, 'Tarihi eser olduğunu bilmiyordum, sonradan öğrendim. Bilseydim getirmezdim. Pişmanım.” dedi.
'SATIRSAK ANKARA'YA GELMEYECEĞİZ'
Şüpheli Mustafa Kara da taşımacılık işiyle uğraştığını belirterek şunları söyledi: “Yaklaşık 5-6 yıldır evime deterjan almak için buluştuğum Hasan Kafaoğlu isimli arkadaşım, kaza günü beni aradı ve kendisini ziyarete davet etti. Gittiğimde Mustafa Küçük isimli arkadaşı, Daha önce tanışmadığım bir kişi de yanındaydı. Tarihi eser olan bir taşı birlikte müzeye götürmeyi teklif ettiler, Ankara Müzesi ne kadar para verirse kabul edeceğimi belirtti. Yönünde tarihi eserin gerekli izinleri var mı diye sordum ama Ankara'daki müzeye gönderildiğini söyledi. Tarihi eser olan taşı satacaksak biz de teslim etmek istediklerini belirttiler. Ankara'ya gelmezdim. Eğer böyle bir niyetim olsaydı, taşı Ankara Müzesi'ne götürmeye çalışmazdım. Amacımız tarihi eseri müze yönetimine teslim etmekti.” dedi.
Olayla ilgili Başsavcılığın başlattığı soruşturmalar devam ediyor.